REPLİK VE DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ: EMPEROR/ İmparator, Peter Webber, ABD, 2012, Dram, Tarih, Savaş


2. Dünya Savaşı'nın sonunda ABD ve müttefiklerinin Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attıkları iki nükleer bombayla savaşa son vermelerinin ardından, General Douglas MacArthur teslim olan Japonya'nın savaşa dahil olması konusunda Japon İmparatoru bir savaş suçlusu olarak ceza almalı mıdır yoksa almamalı mıdır sorusuna cevap bulabilmesi için General Bonner Fellers'ı görevlendirir. Ancak MacArthur, Fellers'ı rastgele seçmemiştir. Fellers savaştan önce Japon'ya üzerine çalışmış, yazılar yazmış ve savaş sırasında izini kaybettiği Japon sevgilisi Aya ile Japon'ya da yaşamıştır bir süre. Savaş çıkınca Amerika'ya geri dönmek zorunda kalan Fellers'ın, Japonya'ya karşı olan duygularının da etkisi altında kalacağını bilen MacArthur savaştan sonra bu konuyla ilgilenmesi için özellikle onu seçmiştir. Bir yandan Japon İmparatoru'nun bir savaş suçlusu olarak ceza alıp almaması gerektiğini araştıran Fellers, bir yandan da sevgilisi Aya'nın izini sürmeye başlar.
Ancak bizim için burada önemli olan, filmin en can alıcı repliklerinden birisi, belki de bir çeşit günah çıkartmadır. Filmin bir sahnesinde General Fellers, Japon Başbakan'a neden savaşın başında onca ülkeyi işgal ettiklerini sorar, ama başbakanın verdiği yanıt onu çok rahatsız eder: 

"Evet, Çin'de bazı yerleri işgal ettik, ama İngiltere hatta Portekiz bizden önce yapmadı mı bunu? Evet, Singapur ve Malaya'yı aldık, ama İngilizlerden aldık. Filipini, Filipinliler’den değil onu İspanyollar’dan alan Amerikalılar’dan aldık. Bir bölgeyi ele geçirmek uluslararası suçsa kim mahkum edecek İngiliz, Fransız, Hollandalı ve Amerikalı liderleri? Hiçkimse.
Öyleyse Japonya'nın farkı ne? Hiçbirşey.
Görüyorsunuz, General, sizin başarılı örneğinizi takip ediyoruz.”

 Evet, "bir bölgeyi ele geçirmek uluslararası suçsa kim mahkum edecek İngiliz, Fransız, Hollandalı ve Amerikalı liderleri?". Ve hatta, ABD'de 2. Dünya Savaşı'nın sonunda Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombalarıyla 400.000 Japon'un ölmesine neden olmuşken, neden 2. Dünya Savaşı sadece Hitler ve Yahudi Soykırımı'yla aklımızda kalmıştır? ABD'nin yaptığı katliam değil midir? Bunca insanı öldürmek bir savaş suçu değil midir? Üstelik atom bombaları atılmadan önce Japonya teslim olmayı kabul etmişken, ABD ve müttefikleri neden şart olarak  bir de -Japonlar için kabul edilmesi imkansız olan- "Japonya'nın imparatorluktan vaz geçmesini" öne sürmüşlerdir?

"Japonya 10 Temmuz 1945'te Yüksek Savaş Yönetimi Kongresinde Sovyetler Birliği aracılığıyla müzareke yolunu aramak üzere Fumimaro Konoe'yi özel elçi olarak yollamayı kararlaştırarak Sovyetlere teklif ettiyse, 17 Temmuz 1945'teAlmanya'nın Potsdam kentinde Müttefikler liderleri Harry S. Truman, Winston Churchill ve Josef Stalin'in katılımıylaPotsdam Konferansı açıldı ve ertesi gün Sovyetler Birliği Japon özel elçinin yollanmasını reddetti.

26 Temmuz 1945'de Müttefikler "Potsdam Demeci" ile Japonya'yı teslim olmaya çağırdı. Ancak ilanın taslağında varolan İmparatorluk sisteminin korunmasına dair madde kaldırıldığı için Japon Başbakanı Kantarō Suzuki Potsdam Demecini kabul edemedi. Böylece Japonya'nın teslim isteği geri çevrilmiş oldu. Amerika Birleşik Devletleri Hiroşima'daki saldırısından sadece 3 gün sonra 9 Ağustos 1945 saat 11: 02'de Nagasaki'de Plütonyum-239 tipi atom bombası "Fat Man" (Şişko Adam) ile ikinci saldırı gerçekleştirdi." (Kaynak: Vikipedia)

Neden atom bombası denince Hiroşima ve Nagazaki'de ölen insanlar değilde, sadece geride bıraktığı Atom Bombası Mantarı aklımıza geliyor. Şimdi bir savaşı bitirdiği için ABD'yi mazur mu göreceğiz? Üstelik aynı ABD ve müttefikleri bugün Ortadoğu ve dünyanın muhtelif yerlerinde hala öldürmeye devam ediyor, hem de göstere göstere. Ve üstelik artık karşımıza NATO olarak çıkıyor(lar) ve istediği yere, istediği füze sistemini, savunma sistemini kuruyor(lar) NATO paravanı arkasında!

 Emperor/ İmparator tamamen tarihsel kişilikler üzerine kurulu ve gerçek olaylara dayanan bir film olması ve değindiği konu itibariyle görülmesi gereken bir film. Ancak bir ABD filmi sonuçta, bunu da unutmamak gerekir. Önemli bir not olarak da, konuyu araştırmakla görevli General Fellers'ın raporunu sunmasının ardından rütbesinin albaylığa düşürüldüğünü de belirtelim... Ne de olsa hayat, pardon ABD ikiyüzlü!

Yorumlar

Popüler Yayınlar