UTOPIA/Ütopya, Dennis Kelly, TV Dizisi (2013-...), İngiltere, Bilim-Kurgu, Gizem, Macera
İngilizler'den kült olmaya aday bir dizi: Ütopya. Diziye adını veren ve dizide de sıkça karşımıza çıkan "Ütopya", "kuruntulu paranoyak bir şizofren olan Mark Dane'nin iki yılını geçirdiği Sherley denen akıl hastanesinde yazıp çizdiği" grafik bir roman. Akıl hastanesinde geçirdiği iki yıldan sonra intihar eden Mark Dane, Ütopya'nın 1985 yılında yayınlanan ilk ve tek sayısındaki çizimlerinde, ancak 1989 yılında tespit edilebilen ve "Deel Sendromu" olarak adlandırılan dejeneratif bir genetik hastalığın izlerini yerleştirmiştir. Bu nedenle Ütopya, "gelecek felaketleri haber veren çizgi roman" olarak ün yaparken Mark Dane de onun gizemli çizeri olarak ün yapmıştır.
"Ütopya Deneyimleri adı. Bilgi için şeytanla anlaşma yapan bir bilim adamı hakkında ve şeytan farklı şekillerde görünüyor. Ama her zaman yarı hayvan, yarı insan bir melez, çoğu zaman bilhassa tavşan."
Ütopya çizgi romanı üzerine tartışmaların yaşandığı, insanların birbiriyle bilgi alışverişinde bulunduğu bir internet forumu olan "Utopia Experiment"te tanışan Bejan, Wilson Wilson, Becky, Grant ve Ian isimli beş kullanıcı, Bejan'ın Ütopya'nın ikinci sayısının taslaklarına sahip olduğunu ve onlara bunu göstermek istediğini söylemesi üzerine buluşmayı kararlaştırırlar. Ancak Bejan buluşmaya gidemez, çünkü o sırada 2. sayının taslaklarının varlığını öğrenen "Network/Şebeke" isimli gizemli ve gizli bir örgütün iki psikopat görünümlü adamı, taslakları almak için evine girdikleri Bejan'ı öldürürler. Ancak bunun kısa bir zaman öncesinde, aslında biraz şüpheci ve içine kapanık 8 yaşındaki bir kişilik olan Grant, ufak bir casusluk hareketiyle Bejan'ın evini bulmuş ve taslakların peşine düşmüştür. Network'un adamları Bejan'ı öldürürken de bu olaya şahit olur ve taslakları alıp oradan kaçar. Her ne kadar Network'un adamları peşine düşse de Grant'ı yakalayamazlar, ama kaçarken geri de bıraktığı bir kan damlası daha sonra onun başını iyice belaya sokacak; hatta bir ilkokulda yaşanan katliam üzerine kalacaktır. Tabii Network'un peşine düştüğü insanlar sadece Grant'la sınırlı kalmayacak, Bejan'ın randevu verdiği diğer üç kişi de ondan nasibini alacaktır. Sonunda bir araya gelen bu dört arkadaş Utopya'nın taslaklarıyla birlikte Network'tan kaçarken, bir yandan da bu yeni sayıdaki gizemi çözmeye çalışacaklardır.
Özellikle dizinin birinci bölümünün en büyük gizemi, dizinin açılışında daha sonra Bejan'ı öldürecek olan iki Network memurunun Bejan'ın taslakları satın aldığı çizgi-roman dükkanına yaptıkları baskında karşımıza çıkar. Satıcıya Ütopya taslaklarını soran Arby (iki memurdan bakışı ve hareketleriyle iyice psikopata bağlamış olanının adı), Bejan'ın bilgilerini aldıktan sonra satıcıya "Where is Jessica Hyde?/ Jessica hyde nerede?" diye sorar, ki daha sonra kendisi bu soruyu bir kaç kişiye daha soracak ve aldığı olumsuz yanıtlar karşısındaki için hiç iyi sonuçlar doğurmayacaktır! Allah'tan dizi Arby'i değil ama bizi fazla merakta bırakmıyor da birinci bölümün sonunda Jessica Hyde'ı karşımıza çıkarıyor. Ancak ufak bir spoiler verelim birinci sezon finaline kadar Jessica Hyde gizemini korumaya devam ediyor ve finalde kendisi dahil, kimsenin ummadığı "biri" oluveriyor...
"Ütopya Deneyimleri adı. Bilgi için şeytanla anlaşma yapan bir bilim adamı hakkında ve şeytan farklı şekillerde görünüyor. Ama her zaman yarı hayvan, yarı insan bir melez, çoğu zaman bilhassa tavşan."
Ütopya çizgi romanı üzerine tartışmaların yaşandığı, insanların birbiriyle bilgi alışverişinde bulunduğu bir internet forumu olan "Utopia Experiment"te tanışan Bejan, Wilson Wilson, Becky, Grant ve Ian isimli beş kullanıcı, Bejan'ın Ütopya'nın ikinci sayısının taslaklarına sahip olduğunu ve onlara bunu göstermek istediğini söylemesi üzerine buluşmayı kararlaştırırlar. Ancak Bejan buluşmaya gidemez, çünkü o sırada 2. sayının taslaklarının varlığını öğrenen "Network/Şebeke" isimli gizemli ve gizli bir örgütün iki psikopat görünümlü adamı, taslakları almak için evine girdikleri Bejan'ı öldürürler. Ancak bunun kısa bir zaman öncesinde, aslında biraz şüpheci ve içine kapanık 8 yaşındaki bir kişilik olan Grant, ufak bir casusluk hareketiyle Bejan'ın evini bulmuş ve taslakların peşine düşmüştür. Network'un adamları Bejan'ı öldürürken de bu olaya şahit olur ve taslakları alıp oradan kaçar. Her ne kadar Network'un adamları peşine düşse de Grant'ı yakalayamazlar, ama kaçarken geri de bıraktığı bir kan damlası daha sonra onun başını iyice belaya sokacak; hatta bir ilkokulda yaşanan katliam üzerine kalacaktır. Tabii Network'un peşine düştüğü insanlar sadece Grant'la sınırlı kalmayacak, Bejan'ın randevu verdiği diğer üç kişi de ondan nasibini alacaktır. Sonunda bir araya gelen bu dört arkadaş Utopya'nın taslaklarıyla birlikte Network'tan kaçarken, bir yandan da bu yeni sayıdaki gizemi çözmeye çalışacaklardır.
Özellikle dizinin birinci bölümünün en büyük gizemi, dizinin açılışında daha sonra Bejan'ı öldürecek olan iki Network memurunun Bejan'ın taslakları satın aldığı çizgi-roman dükkanına yaptıkları baskında karşımıza çıkar. Satıcıya Ütopya taslaklarını soran Arby (iki memurdan bakışı ve hareketleriyle iyice psikopata bağlamış olanının adı), Bejan'ın bilgilerini aldıktan sonra satıcıya "Where is Jessica Hyde?/ Jessica hyde nerede?" diye sorar, ki daha sonra kendisi bu soruyu bir kaç kişiye daha soracak ve aldığı olumsuz yanıtlar karşısındaki için hiç iyi sonuçlar doğurmayacaktır! Allah'tan dizi Arby'i değil ama bizi fazla merakta bırakmıyor da birinci bölümün sonunda Jessica Hyde'ı karşımıza çıkarıyor. Ancak ufak bir spoiler verelim birinci sezon finaline kadar Jessica Hyde gizemini korumaya devam ediyor ve finalde kendisi dahil, kimsenin ummadığı "biri" oluveriyor...
Genel olarak Ütopya merkezine komplo teorilerini alan bir konuya sahip. Özellikle devletler ve şirketler arsındaki milyar dolarlık ilaç ve aşı anlaşmaları üzerinden hareket eden bir teması var ve farklı dönemlerde dünyayı kasıp kavuran, binlerce insanın ölümüne sebep olan (Çin Gribi, Domuz Gribi vs. gibi) adı "grip"le biten bütün salgın hastalıkların aslında sadece insanlara aşı satmak için laboratuvarlarda üretildiğini, bu hastalıklardan kaynaklı ölümlerin de aslında kimyasallarla yaratıldığını söylüyor. Tabii Ütopya'nın ikinci sayısının taslaklarıyla beraber Network'un daha büyük başka bir planı olduğu açığa çıkıyor: Janus! Yani insanlara iki farklı yolla verilecek bir tür protein ve aminoasitin insanların bedenlerinde birleşerek onları kısırlaştırması. Amaç ise, 7 milyar civarında seyreden dünya üzerindeki insan popülasyonunun artmak bir yana 100 yıl içerisinde 2 milyara düşmesini sağlamak. Böylece dünya üzerinde tükenmekte olan kaynaklar bu sayede insan ihtiyacını karşılayabilir düzeye geleceklerdir. İki farklı yapıtaşının iki farklı yolla alınması da bütün insanların kısırlaşmasını engelleyecektir.Genetiğiyle oynanmış mısırlara yerleştirilen proteinin etkin hale gelmesi için özel olarak üretilmiş aminoasitle birleşmesi gerekmektedir. Aminoasit de hükümet tarafından yaratılan sözde "Rus Gribi" salgınına karşı hazırlanmış olan aşılarla istenen bölgelerdeki insanlara enjekte edilecek ve iki yapıtaşını alan insanların da genetik yapıları değiştirilmiş olacaktır. Tabii şimdi bütün konuyu burada ifşa ettiğimizi düşünebilirsiniz ama, eğer diziyi seyrederseniz bünyesinde barındırdığı ufak sürprizler sayesinde olayın bu kadarla da kalmadığını görürsünüz. Çünkü dizinin senaristleri birinci sezon finalinde bizi tamamıyla ters köşeye yatırıp, hikayenin de yönünü değiştirmektedirler.
Ütopya, ilgi çekici konusu bir yana yönetmenlik açısından da seyredilmesi gereken bir dizi. Her sahne, her kare özenle hazırlanmış bir fotoğraf karesi gibi karşımıza çıkıyor, kameranın her hareketi bizi varlığı üzerinde tartışabileceğimiz bir acayip açıya taşıyor. Ayrıca renk skalasıyla da (afişlerinden de bunu anlayabilirsiniz) tam bir çizgi roman havasını yansıtıyor bize dizi.
Ütopya, ilgi çekici konusu bir yana yönetmenlik açısından da seyredilmesi gereken bir dizi. Her sahne, her kare özenle hazırlanmış bir fotoğraf karesi gibi karşımıza çıkıyor, kameranın her hareketi bizi varlığı üzerinde tartışabileceğimiz bir acayip açıya taşıyor. Ayrıca renk skalasıyla da (afişlerinden de bunu anlayabilirsiniz) tam bir çizgi roman havasını yansıtıyor bize dizi.
Kadraj sürekli böyle ya enine ya da boyuna doğal bir ayrımla ikiye bölünüyor. Hiçbir şey yapmazsa bir diagonal atıyor yönetmen. |
"O ırklardan bahsetmiyordu, o hayatta kalmaktan bahsediyordu. Gezegende 7 milyarı geçtik. Ben doğduğumda 2 milyarı biraz geçmiştik. Yiyecek fiyatları artıyor, petrolse bitiyor. Kaynaklarımız 20 yıl içerisinde bittiğinde, her şey türlerimize verildiğinde sadece paylaşacağımızı mı düşünüyorsunuz?
...
Bizim cevabımız, Janus. Janus protein ve aminoasit içeriyor. Birbirlerinden bağımsızlarken zararsızlar. Ama bir denekte bir araya getirildiğinde kromozomal bölünmeyi engelleyici olarak harekete geçiyor. Hücre artık kendini yenilemez hale geliyor ve en nihayetinde kullanılmaz oluyor. Değişim kalıcı ve genetik.
...
Janus'un amacı dünyadaki tüm insanları kısırlaştırmak."
Janus'un yapılış nedenini düşününce gayet mantıklı geliyor kulağa değil mi, tıpkı Wilson Wilson'a geldiği gibi! Ütopya seyredilmesi ve takip edilmesi gereken, insana stilize tatlar sunan bir dizi. Mutlaka izleyin!
Açıkçası filmi tam olarak anlayamadım ama en kısa zamanda izleyip tekrar yorumlayacağım.
YanıtlaSilKult olacak bi dizidir. İkinci sezon başladı. "arby"nin piskopatlığı dahil hiçbir şey dizinin süresini doldururken yapılan standart karakterleri enteresanlaştırma hareketi değildir. Pek de tesadüfi bir olaya tanıklık etmezsiniz. Yaratıcılık ve zeka kokan sayılı dizidir.
YanıtlaSil